Ana içeriğe atla

Yaşam İhtimali

  

   Hep bir ihtimale bağlanmıştı aslında yapacaklarımız. Doğumumuzda ihtimaldi. Belki hiç gözlerimizi açamadan ölecektik. İlk nefesimizi dahi alamayacaktık. Kalbimizin ilk atışı duyulmadan ölecektik. Ama ihtimal yaşamamızdan yanaydı...
  Yazarken bu satırları okumanız kadar, okumama ihtimalinizi de göze alıyorum mesela. Okuduğunuzu beğenmeme ihtimaliniz de var, yorum yapıp yapmama ihtimaliniz de. 
    Ama hepsinde en canlı olan tek bir yan var ki "Yaşam İhtimali". Yazıyorum ve umut ediyorum aslında yarını. Uyuyorum, hayal kuruyorum, yapacaklarımı düşünüyorum, hatalarımı telafi ediyorum, yeni hatalar yapıyorum. Hepsi "Yaşam İhtimali"nden...
   Düşünün bir arkadaşınızdan ayrılacakken kolunuzu kaldırıp el sallıyorsunuz. Durdurun o anı aslında tekrar görüşme ihtimali adına vedalaşıyorsunuz. Birbirinizi tekrar görmeme ihtimalini düşünmüyorsunuz.
   "Yaşam İhtimali"ne çok güveniyoruz çünkü... 
   Okuyoruz, okullar okuyoruz. Daha iyi bir yaşam için. Daha iyi giymek, daha iyi yemek, daha iyi gezmek için. Para kazanıyoruz, harcıyoruz. İnsan kazanıyoruz, kaybediyoruz yada kaybediliyoruz. "Yaşam İhtimali"ne yatırım yapıyoruz. 
   Kitap okuyoruz, kaldığımız yerden devam etme ihtimalimiz var. Ve kitaplar hayatın en güzel ihtimali...
  Yaşıyoruz her günü ve "Yaşam İhtimali"mizden çalıyoruz. Ve hiç farkına varamıyoruz. Çünkü "Ölüm İhtimali", "Yaşam İhtimali"nin görünmez ikizidir.
    Yaşam, insanın ön sözüdür. Ölüm, kitabın tamamı olacak...
   Ve bu yazılanlar hep "Yaşam İhtimali" üzerine yazıldı. "Ölüm İhtimali" üzerine yazılacak bir şey yok. Çünkü "Ölüm İhtimali" üzerine koskocaman bir eser gibi yaşamınız var.
    Ve lütfen güzel bir eser bırakın...  Sevgilerimle...

A.Z.Yazar  

Yorumlar

  1. Bütün ihtimallerden kurtula bilme ihtimalidir; ölüm ihtimali. :) güzel yazı tebrikler :)

    YanıtlaSil
  2. umarım güzel bir eser bırakabilirim :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah hepimiz bırakabiliriz.Güzel bir gülüş bile bıraksak yeterdi belki. Sevgiler :)

      Sil
  3. ay seni yazarken görmek ne güzeeel hem de güzel yazılarınııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Deep, yorumlarını görmekte bir o kadar güzel... :)))

      Sil
  4. Bir duyuru görmüştüm sankiii. O da epeydir göremediğim yazılardan olmuş sanırım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım "Kayıp İlanıdır" adlı yazımdan bahsediyorsunuz. Onu yanlışlıkla yayınladım.

      Sil
  5. İhtimaller dahilinde yaşanıyor çoğu şey. Geride güzel işler bırakma ihtimali gibi. Umarım bu gerçek olur. Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet geride güzel şeyler bırakmak ihtimali, yaşamı tek anlamı belkide. Teşekkür ederim :)

      Sil
  6. Çok güzel bir yazı. Yaşamak ihtimali. Hiç düşünmediğimiz bir şey. Güzel eserler bırakabilmek dileklerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, inşallah güzel bir eser bırakabiliriz...

      Sil
  7. İhtimaller!
    Umut ettiklerimiz her şey ihtimaller üzerine...Her şey! önümüzü bilmeden ihtimaller üzerine adım atıyoruz... Dediğin gibi güzel eser bırakabilsek.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, her şey ihtimallere bağlı. Güzel adımlarımız olur inşallah, güzel eserlerimize sebep :))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi ölece...

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. B...

Hep Konuşan, Hiç Bilmeyendir...

    İnsanlar mı tuhaf hayat mı? İnsanlar mı zor hayat mı? Düşünceler mi kirli insanlar mı? Hayat mı kötü insanlar mı?   Şüphesiz "insan" derim. Hayatı, düşünceyi, oluşturan insandır çünkü.    Peki yaşamın gerçekliği mi ölümün gerçekliği mi?    Şüphesiz ölümün gerçekliği derim. İnsan tuhaf bir varlık. Hiç ölmeyecek gibi konuşuyor, yazıyor ve yaşıyor. Her şeyin ve ölümün hayırlısı olsun, insan hayatında.    Bakıyorum da insanlara kalıcı gibiler bu dünyada. Özellikle tam da kendi çağını yaşayanlar. Sanki geçmeyecek günleri. Sayılı nefeslerin, sayılı günlerin, kalp atışların sayılı; sayısız güvenin nedir kendine?    Herkes, her konuda konuşabiliyor. Bazen o kadar öfkeleniyorum ki cevap vermek istiyorum. Ama öfkeli cevap verirsem sadece kendimi haklı çıkartmak için konuşmuş olurum. Mühim olan ise doğrunun haklılığını ortaya koymaktır.    Mesela tarihimi çok seviyorum. Ama tarih üzerinden hiçbir zaman prim yapma...

KAYIP İLANIDIR…

   Kaç gündür diyete girmiş kalemim. Yazı diyetine. Bana kızdığından galiba. Bu ara böyle bana kızan çok. Kaç zaman oldu, çok bekledim kapısında. Ama o inatla yazmaya yeltenmedi. Dedim “Bak çok zayıflarsan daha yazamayız.”  hiç umursamadı beni. Hızlıca yüzüme çarptı defterlerin kapağını.   Bugün, bugün farklı bir şey oldu. Öleceğimi zannetti herhalde. Usulca elime vurdu. Ağlamak istedim ama ağlayamayacak kadar yorgun, gözyaşımı akıtamayacak kadar hissizdim.   Zor oldu kalemimi elime almam. Zor oldu kâğıdın başına oturmam. Çok zor oldu kayıp kelimelerimi bulmam. Zaten sınırlı sayıda olan dünya kelimeleri ile pek aram yok.   Velhasıl kelam geçenlerde yaşadığım kayıp olayını yazmaya niyetlendim. Tabi bu kayıp kelimelerle ne kadar yazılırsa o kadar yazmak istiyorum.   Ne kadar zaman oldu hatırlamıyorum. Aciz bir hafızam var. Çoğu zamanda pek hatırlamaz zaten. Neyse ne zaman olduğunun bir önemi yok.   İşte bir gün yürüyorum. Kayıp ilan...

Koca Aptal

  İnsan bir döngü içinde yaşar. Gece-gündüze, kış-bahara, çocuk büyüğe, doğum-ölüme dönüşür. Yaprak toprağa karışır, tekrar yemyeşil açabilmek için. Bu döngüde geçer yaşamı insanın; ölümü unutup, zamanın farkına varmaması için.    Zaman avucumuzdan hızla akan kum taneleri gibidir. Ve çoğumuzun avucunu kapatıp, zamanı durduracak mecali yok. Geçip giden çocukluğumuzu kaybediyoruz. En güzel zamanlarımız geçmişin tozlu raflarına saklanıyor. En masum yanımızı kaybederken avcumuzu kapatmayı akıl edemiyoruz.    Akıl edemediğimiz başka şeylerde oluyor elbette. Mesela kötü insanların okuduğumuz hikayelerde, izlediğimiz televizyon programlarında var olduklarını sanıyoruz. Ama büyümek bize hiç uzakta olmadıklarını gösteriyor. Çocuk aklımızla bir şeylerin geçeceğine inanırken bazı şeylerin hiç geçmediğine şahit oluyoruz. Döngü bize öğretiyor; yaralanarak büyürsün, yaralarını saramadan ölürsün.    Aslında büyümek hepimizde aynı olmuyor. Bazılarımızın...