Ana içeriğe atla

Kitaba Saygı

 


İnsanlar neden diye sorguluyor kitaplara bu kadar değer vermemi. Daha doğrusu anlamıyor. Halbuki anlaşılmaması gereken onların tutumu. Yazı bizim başlangıcımız. Kitap bizim en çok saygı duymamız gereken.
Dikkat edin alın yazısı deriz, böyle yazılmış deriz. Yazı en başından girer hayatımıza. Aslında hayatımız yazıyla başlar. Sorun kendinize. Niye " Kutsal kitap" diye. Elbette ki Rabbi'miz insanlığı İslam'a  imana çağırmak için başka bir yolda verebilirdi bize. Ve bunu bir insanla anlattı bize.
İşte oradan belliydi. Kitabın , yazının insan için olduğunu. Kuran-ı bize anlatan insandı. Kitabı anlayacak olanda insandı.
Bu yüzden kitaplara olan sonsuz saygım, sevgim ve aşkım. Bilincindeyim yazının, kitabın maneviyatının büyüklüğünün. Ne kadar anlam taşıdığının. Her kitap başka evrenlere yol açar. Bilet parası da uygundur ve rehber sizsinizdir. Her sayfada siz karar verirsiniz yolculuğa. Çevirmezseniz sayfayı geri dönersiniz hayatınıza. Çevirirseniz başlarsınız bambaşka yolculuklara. Hakim sizsiniz yani.
Okumayan insanlara anlatmayın. Nadirdir okumayanın anlaması. Kalp işidir yani yazı. Kaleminiz ağır sorumluluk yüklenir. Kırılır belki, zedelenir. Ama önemli olan devam edebilmesi yolculuğuna.
Yani diyeceğim o ki anlamak istiyorsak hayatı, biraz okuyalım kitabı...

Yorumlar

  1. Yani diyeceğim o ki anlamak istiyorsak hayatı, biraz okuyalım kitabı...

    okumak gibisi var mı yaa..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Aihara Kotoko okumak gibisi yok.Okumak anlamaktır ve son zamanlarda kimse kimseyi anlamıyor

      Sil
  2. İmam-ı Azam hazretlerine sormuşlar, bu dereceye nasıl geldiğini; kitaplarıma olan hürmetimden demiş.
    Tabi her kitap hürmete layık mıdır diye bir soru geliyor akla. Bir arkadaşım vardı. Yolda giderken yerdeki gazete kağıdını kaldırıp kenara koyardı; içinde Allah lafzı bulunabilir diye. Evet belki orada Allah'a küfrediyor ama bizim için oradaki lafız önemli.
    Edep ne güzel şey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet her kitap layık değil saygıya.
      Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
      Ve dediğiniz gibi edep ne güzel şey...

      Sil
  3. Kitabın kokusunu içine çektiğinde alıyorsan o büyülü kokuyu başkasına anlatmana gerek kalmıyor.Kitapların dilini onları seven sayan sahip çıkan anlar gerisi hikaye :))) Ben son yazımda bunu muzip bir şekilde anlattım :) Bakmak istersen oralardayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten kitap kokusu bambaşka.
      Hemen bakıyorum yazınıza.
      :)))

      Sil
  4. Bloğunu kurcalarken buraya gelmişim :) bütün yazılarını olmasamda bu yazıya muhalefet olurum diye düşündügüm yazılarını okudum :D kitabın her cümlesinde bir anlam bir duygu yatar yazar bazen ağlayarak bazen tebessüm ederek doldurur sayfaları, bir cümlenin sonuna nokta koyarken kirk defa düşünür ,günlerini aylarını verir, bütün yaşamı olur o kitap, yazdıklarını yaşar yaşadıklarını hissettirmek ister bunu bilmediklerinden kaynaklanıyor bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. İlk yazılarımı okuyunca ne kadar eksiklerim varmış diyorum. Tekrar teşekkürler ve çok haklısınız. Hele kitap kokusunu bilmiyorlar hiç. Bu üzücü işte...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti