Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Geçmişe, Yaşadığımız An'a ve Geleceğe Mim

    Olsundu   Sonlar yazılmalıydı başlangıçlar yerine, Kötü başlangıçlar olmadan yaşanmalıydı iyi sonlar. Çizgi filmler çoğalmamalı, Masallar dolaşmalıydı dilden dile. Kavuşmalarda olmamalıydı, Sanki niye vardı ayrılıklar? Beyaz atlı prenste beklenmemeli, Herkes kendi atıyla yolculuğuna çıkmalıydı. Lunaparklarda olmamalıydı, Gökkuşağından kayıp, sarmaşıklarla sallanmalıydık. Gözyaşları da olmalıydı ama, Ya gülmekten ağlamalı ya mutluluktan. Ne olurdu sanki olsundu bunlar, Zamanı olmasaydı mutluluğun, Zamansız olsaydı kapımızda mutluluklar...                                                                              "Aşkı Zikreden Yazar"       Uygun olur diye düşündüm bu şiir geçmişe, yaşadığımız ana ve geleceğe. Ben zamanı geçmiş, şu an ve gelecek diye adlandırdım hep. Hani yıllar ,aylar, dakikalar fazla ayrıntı gibi. Hiç yeni yıl dileklerim olmadı. Yani sadece yeni yıl için dilemedim. İnsan için her an harekete geçmesi i

Sevmek Vatanı Bütünüyle

  Sevmek Vatanı Bütünüyle     İnsan ölümlü varlık. Öleceğini bile bile ölümsüze koşan varlık. Ölümüne hızla, geri dönülmez bir şekilde yol alırken bile farkına varamayan varlık.   Nasılda geçiriyor kimileri tırnaklarını daha derine, kalıcı olmak için. Olamayacaksın. Bir avuç topraksın, sonunda toprağa karışacaksın.   Elbet, verilmiş sana yaşamak, yaşayacaksın. Vatan verilmiş gerekirse uğrunda öleceksin. Bileceksin "Vatan sevgisi imandandır." Vatanın için iyi yaşayıp,  şanlı bir şekilde şehitlikle şerefleneceksin.   Vatanımı çok seviyorum Gönüldaşlar. Hayatımda ilk olarak Müslüman doğduğuma şükrederim. Sonra Türk olmam, Türkiye'de ve Trabzon'da doğmam, tabi ki ferdi olduğum ailem için şükrederim. Ama şükrettiklerimi benim için anlamalı kılan Müslüman olmamdır. Müslümanlığım çıkarsa anlamsız olurum. İnancıma sadık kaldığım kadar ben benim.   Niye anlatıyorum ben bunları değil mi? İçim acıyor vatanım için şehit düşenleri gördükçe ve onlar üzerinden perva

BİZ

    BİZ   Mutlu çocuklardık biz, Küçücük ayaklarımızla, Uzun yollar yürüyemezdik ama, Hayallerimiz aşardı, gökyüzünü zira.   Küçücük avuçlarımızda atardı kocaman kalbimiz. Gülmek için sohbet aranmazdı bizde, Gülmeye kıvrımlıydı dudaklarımız. Kocaman kahkahalarımızla, küçücüktü mutluluklarımız.   Sonra karardı gözlerimiz, Küçüldü kalbimiz, Korkuyla aynaya baktığımızda, Anladık ki artık biz büyümüşüz...   "Aşkı Zikreden Yazar"                          

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

Yolculuk Anıları 3 (Ankara)

   Yol Öğretir, Dinlemeyi Bilirsen Ankara yolculuğum sırasında yolları düşündüm. "Yollar neden var?" diye. Kavuşmak için mi? İnsanlar ayrılmasa, kavuşmak olur muydu sanki? İnsanlar yolları kavuşmak için mi yaptı? Hikaye, gitmek için yaptı. Uzaklaşmak, ulaşamadığı yerlere ulaşmak, oraları da kirletebilmek için yaptı.   Önce kısaca Ankara yolculuğuma değinmek istiyorum. Büyük şehir Ankara, Trabzon'umdan büyük. Trafik daha yoğun, binalar daha fazla ve daha büyük. Ama aşırı bir koşuşturma yok. İnsanları kaba değil. Hani biz rastlamadık. Beni kalbimden neresi vurdu derseniz: Hacı Bayram Veli Camii, çevresi ve civardaki restore edilmiş evler. Nasıl güzel nasıl masalsı. Maneviyat nasıl sarıp sarmaldı bizi. Okşadı ruhumuzu. Aydınlığı başkaydı sanki. Temizlendik. Dua ne güzeldir dua ettik herkese. Efendimiz "En cimri insan duasında cimri olandır." buyurmuştur. Herkese dua ettik. Dedim ki "Alparslan bize sahiden ne güzel bir yurt almış. Her köşesinde kalbe dok

Gün Güzel Nasıl Olur?

7 Kasım 2016 (Çarşamba gününün ilk saatlerinde yazıldı.)   Gün Nasıl Güzel Olur? Eğer gülebiliyorsan beraberce, Odayı kahkahaların ısıtıyorsa olur. Sen kumandayla kanallar arası gezerken, Ablanlar telefonla pasta tarifi bakıyorsa, Ve sen gülerek onları izliyorsan olur. Derdini paylaştığın varsa, Derdinle dertleniyorsa, Seni tutup, yerden kaldırıp, Devam etmeni fısıldıyorsa olur. Gülmek olmaz bir tek beraberce, Ağlıyorsan birlikte, Akıyorsa gözyaşları birlik içinde, Sen omuzunu dayıyorsan, başka omuzlara, Dimdik tutuyorsa o omuzlar seni olur. Hayallerini anlattığın insanlar varsa, Hayal aleminin kapısını ilk araladığın onlarsa, Hayallerine bir basamak koydularsa, Kardeşim gün işte bu zaman güzel olur. Yalnızsın temelinde, Gün gelir, en yakının anlamaz seni, Bırak şimdi, sen sanki her gün anladın mı diğerini? Yalnızsın temelinde bil, Bil ki, Allah yalnızlarında Rabbi. Gün, güzel olur, Varsa gününü güzel kılan, İnan

Yeni Yıla Umut Dolu Mim (2017)

                                   Yeni Yıla Umut Dolu Mim (2017)   Güzel kalpli Acemidemirci ve Hikaye Kalpli Kadin  mimlemiş beni çok teşekkür ederim ikisine de 😊😊😊 (Yorumlarınızı da merak ediyorum gönüldaşlar...) 1) Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan vazgeçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler? Mükemmeliyetçi olmam konusunda kendimi törpülemem lazım. Yanlış yapmak doğamızda var, tabi çok aşırı mükemmeliyetçi olmasam da bunu biraz daha değiştirmem de fayda var. İnsanlara da fazla takılıyorum galiba. Hani yolumdan vazgeçmem de. Kendimi yıpratıyorum sadece. Bu konularda kendimi çok ilerlettim ama biraz dama aşmam lazım... 2) Meşhur Alaaddin'in Sihirli Lambası oldu ya kucağına düştü. Ve tabi ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün, klavyenden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin? Çocukların mutlu olmasını ilk olara

Gecenin Sesi

  Gecenin Sesi   Gecenin sesini duydun mu hiç, Yalnızlar şehrinin, Hüzün sokağının, Yanık türküleridir.   Gecenin sesini duydun mu hiç, Kaldırımda oturmuş, kalbi acıyan, Biçare kimsesizin, Sığınağında ağlayışıdır.   Gecenin sesini duydun mu hiç, Uykusuz bir çift gözün, Sessiz bağırışlarının, Dilsiz ağlayışıdır.   Gecenin sesini duydun mu hiç, Yalnızlar şehrindeki, Yalnız şairin, Kalem sesidir.   Gecenin sesini duyarsan eğer, Ses etme sende, Yalnızlar vapuruna gelmişsin demektir, Biletini ver ve bekle, Yalnızlar şehri de seni beklemekte...                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"

Göçmen Köyü

    Göçmen Köyü      Mevsimlerden kıştı Göçmen köyünde. Kuşlar bile göç etmişti. Artık dumanlar tütüyordu bacalardan. Soğuk insanın içine işlemekteydi. Damları karlar kaplamıştı. Doğa gelinliğini giymiş nasılda kıskandırıyordu genç kızları.   Evler evler içinde. Her evin derdi kendinde. Bir ev vardı Seyfi efendi ile Selma hanım yaşardı birlikte. Göçmen köylüler çok severdi onları. Uyumları başkaydı köylünün gözünde. Aslında onları başka yapan muhabbetleriydi. Birbirlerine muhabbetleri vardı. Eee insan yaşlanınca ne kalırdı elde sohbetten başka, oda yoksa yaşanılır mıydı?   Böyle işte gel zaman git zaman, zaman yok durman, sürükle bizleri de ak zaman. Bir zaman işte Selma Hanım sordu: "Huzur nerede Seyfi Efendi? Neyde gizli? Arar durur insanlar. Hep mutlu olayım, huzurlu olayım derde, nedir bu denli insanları derde gark eden. Huzuru nerede arar da bulamaz." Şaştı Seyfi Efendi "Bilmem ki nerede yanlış yapıyoruz."dedi. Bu soru üstüne çok konuştular. Kafa

Moda Bizde

  MODA BİZDE     Bizde modayı takip etmek için öyle Paris Moda Haftasına bakılmaz. Değişmez bizim modamız.   Baş mankenimizin gururla tanıttığı vazgeçilmez parçamız; depresyondur. Sonra renklerden siyah vardır. Tüm hayallerimizi siyaha boyarız. Siyahın günahı yok, biz karanlıklarımızı atfederiz ona.   Mutsuzluk, gözyaşı, umudunu kaybetmek ve daha bir çoğu vazgeçilmezimiz olarak gardıroplarımızda yerini alır.   Tabi ki renkli kombinler de yaparız. Ne yazık ki her biri gözyaşlarıyla defalarca yıkandığından soluktur. Renkler vardır ama soluktur tabi ki.   Desenlerimiz yamalardan oluşur. Su kaçıran hayalleri, patlayan kahkahaları, hafiften ışıyan umudu yamatırız biz. Aman bir parça mutluluk zarar verir bize.   Moda budur işte; renk desen, ayakkabı, çanta değildir.   Mutluysan eğer taşırsın her kıyafeti. Sıkmaz ayakkabılar ayağını. Kıyafetinin rengi kapamaz seni.   Yani modayı takip edersen değil, mutluluğu takip edersen şık olursun. Yoksa nafile kıyafetin bile sıkılır se

İşaretler

    İŞARETLER   Öylesine yorgun ki şimdi kalemim, Ne cümleye başlayacak takati, Ne son noktayı koyacak gücü var. Virgüllerden kaçar oldu, Üç noktalarla dolu sayfalar. Soru işaretleri var aklında çözemediği, Cevaplarının yokuşunda tıkandığı. Uzun uzun bakar oldu harflere, Sanki hiç kelimeler oluşturmamış gibi. Dikilmiş defterin başına şimdi, Hangi dilde aradığı kelimeler, Hangi alfabede harfler. Hangi dil doğru anlatır aklındakileri, Hâl dili, gönül dili olmadan?   Şimdi yorgun kalem, Yorgun yazar, Terk etti kalemi yazılar, Başlayacak şimdi kapıda yalnızlıklar...           "Aşkı Zikreden Yazar"      (Şiirin başlığından tam emin olamadık, fikirlerinizi bekliyorum...:))) 

Fısıltı Mektuplar 3

Genç Adam Gençliğine Yazdı   Gece olmuştu yaşadığım yerde. Yıldızlar süslemişti geceyi. Ay, onu göremedim olduğum yerden. Nerde ola ki. Hangi yalnızın kalbini şenledi. Benim yalnızlığım az mı geldi ona.?   Doğrudur yalnızım. Ne zamandır bilmiyorum. Sanki yalnızlığa doğdum, onunla öleceğim. İçsel değil sadece yalnızlığım. Dışsal olarak da yalnızım. Ve tek bir sebepten kırgınım kendime.   İzin verdim gidişine. Tek sevdiğimin gidişine izin verdim. Sevmek, öyle kolay olmuyor. Yalnızlık öyle kolay öğretmiyor kalbe sevmeyi. Bağırdım belki ama kalbim bağırmadı ona. Hoyrat yetiştim. Sevmek, sevilmemiş birinin sevmesi ne zor, ne acı, ne acı verici.    Sevdim, her gün onu kırdım. Sevdim, gözünden akan yaşa sebep oldum. Sevdim, kahkahasını havada yakalayıp yere çaldım.   Sevdim mutlu da ettim onu. Çünkü bildi ki bu kalp ondan başkasını misafir etmedi. Kimsenin omuzlarına üşümesin diye şal örtmedi bu eller.   Sevdim başkası  gözlerimden  görmedi kendini. Şiirler yazdırmadı hiç

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti

Fısıltı Mektuplar 2

                           Öğretmen Olmak     Başka yerlere açmak istedim gözlerimi. Gökyüzüne başka yerlerden bakmak. Farklı bir pencereden izlemek yıldızları. Issız yerlerde anlatmak aya sırrımı.   Gitmek istedim dostlar kısaca. Gitmek. Sanki fark etmez uçak, otobüs; ben yürüyerek de olsa gitmek istedim.   Dertler artmış artık, beynimde istilada. Saçlarımdan çekiyorlar sanki. Ağrılar vuruyor başıma. Onları uzak diyarların rüzgarlarına bırakmak istedim.   İstedim ki çocukların gözyaşlarını sileyim. Gülümseyişleri olsun tek ödülüm. Kimseler bilmesin adımı. Benim adım bir çocuğun mutluluğu olsun. Öğreteyim bildiklerimi, öğreneyim nice bilmediklerimi.   Gitmek istedim dostlar. Memleketi sevmediğimden değil. Ayaklarım isyanda bedenim daha  fazla direnemiyor ona. İnsanlara  kızgınlığımdan değil. Kırgınlığımdan. Çok kırıldım çoook. Kızmadım ama. Ne yapıyorum biliyor musunuz? Yine destek oluyorum hayalleri olanlara. Peki niye biliyor musunuz? Öğretmenim ben ondan. Öğreten kişi ol