Ana içeriğe atla

İşaretler

 
 
İŞARETLER
 
Öylesine yorgun ki şimdi kalemim,
Ne cümleye başlayacak takati,
Ne son noktayı koyacak gücü var.
Virgüllerden kaçar oldu,
Üç noktalarla dolu sayfalar.
Soru işaretleri var aklında çözemediği,
Cevaplarının yokuşunda tıkandığı.
Uzun uzun bakar oldu harflere,
Sanki hiç kelimeler oluşturmamış gibi.
Dikilmiş defterin başına şimdi,
Hangi dilde aradığı kelimeler,
Hangi alfabede harfler.
Hangi dil doğru anlatır aklındakileri,
Hâl dili, gönül dili olmadan?
 
Şimdi yorgun kalem,
Yorgun yazar,
Terk etti kalemi yazılar,
Başlayacak şimdi kapıda yalnızlıklar...
 
        "Aşkı Zikreden Yazar"
 
 

(Şiirin başlığından tam emin olamadık, fikirlerinizi bekliyorum...:)))


Yorumlar

  1. Yorgun Yazar olabilir sanki.

    Abdullah bu şiiri beğendi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim hem beğendiğiniz için hem de şiir ismi için...

      Sil
  2. Böyle zamanlarda içe dönmek pek iyi yaptığım şeydir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya içe dönmek, insanın en nihayetinde ait olduğu yegane yer...

      Sil
  3. Turu farklı olsa da bir önceki yazı ile kıyaslamak gerekirse (niye kıyasladığımı biliyorsunuz) buradaki ifadeler daha anlaşılır, daha pürüzsüz ve daha kendinden emin. :)
    Başlık önerisi:
    1. Yorgun İşaretler
    2. Kalemin Hâli
    3. Yalnızlık İşaretleri

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Başlık önerileri için de sağ olun "Yalnızlık İşaretleri" güzelmiş..

      Sil
  4. çok sevimli buuu başlık da iyi işte olsun napalım :) başlık, "gramer" olsun, dilbilgisi olsun kikiki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) ya yorumları bile bir insanın gülümsetir mi öylesin Deeptone, evet ya gramer hiç aklıma gelmedi :)))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi ölece...

Kapatın Dünya'nın Işıklarını Gidiyoruz

     Neyin önüne geçmek isterdim şu hayatta?  Herhalde zamanın. Ama olmayacağını biliyorum. Bir şelâleden daha hızlı akıp gidiyor zaman. Bizler ya tam ortasında hızını kesmeye, ya kenarında ona dahil olmaya ya da arkasından ona yetişmeye çalışıyoruz.   Bazılarımızın zamanı bitiyor. Ve "Zamanın bitti, gidiyoruz." deniyor. Geride kalanlar ağlıyor, akıllarına ölüm geldiği için mi, zamanı biten kişiye mi? Yoksa zamanlarının dolmaya başladığı akılların geldiği için mi? Çünkü ölüm bize "Sizin için de geleceğim." der ve gider.   Ama artık biz dünyayı yaşanmaz hale getirdik. Belki bir gün bize toptan "Kapatın ışıkları gidiyoruz." denecek. Sonra yaptıklarımız izletilecek. Acaba kaçımızda izleyecek yürek var? Ne kadar iyiyiz? Ben izleyebilecek miyim kendimi bilmiyorum.   Yaşam bazen çok karmaşık geliyor. Büyümek gibi. Eskiden dizi izlerdim, şarkıları takip ederdim. Artık haberleri kaçırmıyorum. Yakından takip ediyorum ola...

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. B...

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Sevmek Vatanı Bütünüyle

  Sevmek Vatanı Bütünüyle     İnsan ölümlü varlık. Öleceğini bile bile ölümsüze koşan varlık. Ölümüne hızla, geri dönülmez bir şekilde yol alırken bile farkına varamayan varlık.   Nasılda geçiriyor kimileri tırnaklarını daha derine, kalıcı olmak için. Olamayacaksın. Bir avuç topraksın, sonunda toprağa karışacaksın.   Elbet, verilmiş sana yaşamak, yaşayacaksın. Vatan verilmiş gerekirse uğrunda öleceksin. Bileceksin "Vatan sevgisi imandandır." Vatanın için iyi yaşayıp,  şanlı bir şekilde şehitlikle şerefleneceksin.   Vatanımı çok seviyorum Gönüldaşlar. Hayatımda ilk olarak Müslüman doğduğuma şükrederim. Sonra Türk olmam, Türkiye'de ve Trabzon'da doğmam, tabi ki ferdi olduğum ailem için şükrederim. Ama şükrettiklerimi benim için anlamalı kılan Müslüman olmamdır. Müslümanlığım çıkarsa anlamsız olurum. İnancıma sadık kaldığım kadar ben benim.   Niye anlatıyorum ben bunları değil mi? İçim acıyor vatanım için şehit düşenleri gördükçe ve ...