Sevgiyle Gülümseyin
Hayatın değişme hızı nedir bilir misiniz? Başınızı sağdan sola çevirene kadar ki geçen zamandır. Bu hızda değişir hayat.Dolmuşun sol camından baktığınızda belediye tarafından yapılmış yeşilliklerde oturan evsiz anne ve çocuklarını görürsünüz. Sağ camına baktığımızda iyi model bir arabaya doluşmuş, ellerinde son model cep telefonlarıyla eğlenen gençleri görürsünüz. Sonra yeşil ışık yanar ve yola devam edersiniz. İşte bu üç hayat birbirinin içinden akıp geçer. Ne bu hayatlar birbirine dokunabilir, ne de bu hayatları yaşayanlar birbirini fark eder.
Bu hızda değişen hayatta insanların köprülere ihtiyacı var . Kalpten kalbe kurulan köprülere. Çocukların ihtiyacı var en fazla sevgiyle kurulan köprülere. Unutmayın bizlerde çocuktuk. Herkes masumdu bir zamanlar. Kötülerde, iyilerde zamanında masum bir çocuktu. Kurtarılması gereken çocukluğumuzdur bu nedenle. Unutmayın erken müdâhale hayat kurtarır.
Kurtarmazsak eğer bu hayatlar hep birbirine değmeden akıp geçecek. Hepimiz aynı imkanlara sahip olarak doğmuyoruz hayata..Ama sevgi öyle değil. O herkese eşit sunulabilir; lüksü, mevkisi yok. En basitinden gülümseyin mesala. Sabah uyanınca aynada kendinize gülümseyin. Evvela kendinizi sevin. Bir gülümseme birçok hayata değip, birçok kalbi ısıtabilir. Ve inanın gülümsedikçe daha güzelisiniz.
Hızla değişen hayatlara sevginizi katın. Katın ki bu hayatlar birbirine değebilsin. Uzak kalmayalım. Mesafeler kalpte olursa uzak kalırız unutmayalım...
Dolmuşun camından gördüklerimden, kalbime değip, kalemime bunlar döküldü işte. Yolcunun anısı çoktur bitmez. İnsanın yaşamı da bir yolculuktur aslında gel gör ki kimse fark etmez...Kalemi yazdıran Rabbe hamdolsun. Yazılanı okuyan Gönüldaş'lardan Rabbim daima razı olsun...
(Gönülden anlayanlara..."Aşkı Zikreden Yazar")
(İlk kendim yorumlayım: :))
Bir önceki yazı da hayatın matematiğini yapmıştık hafiften, şimdi de hızını hesapladık cümlelerle. "Bu yazar hayatı çok mu sorguladı ne?" diye bir soru gelebilir aklınıza. Aslında bu yazım daha önce yazıldı ama eksikleri tamamlamak bugüne nasipmiş. Bu nedenle yazılar üst üste gelmiş oldu. İnanırım ki hayatta tesadüf yoktur, tevafuk vardır...)
Güzeldi :)
YanıtlaSilTeşekkür ederimmm...:)))
Silseninde söylediğin gibi yolunun anısı hiç bitmez o zaman daha nice güzel yolu yazılarına çok güzel olmuş yüreğine sağlık..sevgiler
YanıtlaSilTeşekkür ederim, inşallah Rabbim daha nice yazılar yazmayı nasip eder.
SilSevgiler:)))
Günümüzde herşeyde olduğu gibi, fakirliğin de çakması mevcut. Gerçekten ihtiyacı olup olmadığına inanmıyor insanlar. Dilenmenin bile bir adabı var aslında. Nerede o eski günler. Bir günlük yemeği olanın dilenmesi haramdır denir kitaplarda. Zenginin malında fakirin hakkı vardır. Elbette zekatını, sadakasını verecek. Lakin fakir de bunu fırsat bilmemeli, sağlığı elverdiğince gururuyla yaşamalı.
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum size.
SilZaten çocukluğun kurtulması lazım, insanların çocukları her şeyde istismar etmeleri çok yaralıyor beni...