Ana içeriğe atla

Uçurumlardan İntihar Eden Hep Benim Hayallerim Olsun

 
  Yazı olunca konu en çok insana yazılıyor. Yazı en çok insanda şekilleniyor. Okuyan, yazan insan; anlamayanda insanlar oluyor. İnsan anlamak istediğinde duruyor. Ötesine yol almıyor. Kendine hizmet eden anlamlar arıyor.
  İnsanların kelimelerinin dediğiyle kalbinin dediği birbirini tutmuyor. Kelimeler süslü oluyor, niyet başka ama. Kalp zehir dolu, söz başka ama. Herkes kendi depreminde, diğerinin çığlığı değil umurunda. Enkaz altında kalanla kimse ilgilenmiyor. Herkes yeni katlar çıkma peşinde. Vicdan aşağı hırslar yukarı. Vicdan enkaz altında, hırslar çatı katında yaşıyor.
  Hayaller yok artık, dünyanın kuralları var. "Sisteme hizmet" top10'da bir numara. Kimse uçurumlardan intihar eden hayallerin haberini yapmıyor. Çünkü haber değeri yok. İnsanlar o haberi okumaz. Ağlamaz ölen hayalleri.
  Hani diyorum imkanım olsa da tüm uçurumlardan ölen benim hayallerim olsa. Kimsenin hayali ölmese. Yaralı kalıp can çekişmese. Uçurumlardan intihar eden hep benim hayallerim olsun.
  İnsanlar yaptığın işle ilgilenmez oldu, kazandığın paralar sorulur oldu. Bak şimdi sen dünya parasıyla hayallerinin değerini tartamazsın. Dünya insanına beş para etmez gelir hayallerin. Hayali olmayana para gelir yaşamanın tek anlamı. O yüzden hayali olanların hayalleri intihar etmesin. Benim hayallerim intihar etsin her birinin yerine. Kalbimdeki cenazelere eklense bir tane daha çokta mühim olmaz. Ağıtlar artsa kimse duyup rahatsız olmaz.
  Şu dünya hayallerime değmeyecek kadar değersiz oysa. Ölen hayallerim bunu sorun da etmez.
(Saat: 11.58)
(Saat: 12.42)
   Yazmaya ara veriyorum, biraz. Tekrar başlıyorum. Yoruldum galiba. John Coffey gibi; "Yoruldum patron yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum." Onu çok iyi anlıyorum. İnsanlarla yaşanmıyor. Çünkü insanca yaşamıyoruz. Hayvanlara yapılan eziyet haberlerini görünce çok utanıyorum. Kim yapar bunu birbirine hangi canlı? Galiba her birimizde hükmetme isteği var, acımasızca. Kaderin ellerinde olmasını istiyorlar. "Yapıp yapmamak benim elimde." inancı onlara barbarca bir güç veriyor. Güzel yurduma yakışmıyor bu insanlar. Bu insanların hayata dair hayalleri yok. Hayalleri olan insanlar kötü olmaz. Hırsları olanlar en çok kendini batırır. Ama farkına varmaz. Şükür ki yiyecekleri bir tokat var. Ve pişmanlıkları fayda vermeyecek.
  Ah biz insanlar, insanlığın neresindeyiz acaba? Gerçekten yoruldum, uzun yollar yürümek isteyecek kadar yoruldum. Yorulmam gereken daha çok yol var. Gücüm yok. Samimiyet dilenecek kadar fakirleştim. Samimi olmayacak kadar bencilsiniz.
  Süremiz doluyor, pişman olduğum bir hayat yaşamış olmaktan korkuyorum. Kırıldığım kadar kırmadım kimseyi. Kalbim artık onarılmayacak kadar harap. Biliyorum daha tahmin bile edemeyeceğimiz kırgınlıklar yaşayacağız. Anlamını bilmediğimiz kelimeler öğreneceğiz . Yolunu bilmediğimiz kalplere uğrayacağız. Daha çok yarı yolda bırakılacağız. Daha akmayan gözyaşlarımız var.
  Daha kurulacak hayaller, hayallerin atlayacağı uçurumlar var. Kan gölüne dönecek kalpler var. Dökülecek, beyazlayacak saçlar var. Geçecek mutluluklar, gelecek acılar var.
  Hayallerde malzemeden çalmıyorum. Ama yıkılabiliyor. Galiba olmayacak insanlarla kuruyorum hayalleri. Ve size yaptığım küçük bir haberle veda ediyorum.
  "Soğuk bir tepede meydana gelen olay, büyük bir şaşkınlık yarattı. Son süratle gelen hayal, tepede çığlık çığlığa bağırdı. İnsanların yüzüne tükürdü. Onu buraya sürükledikleri için. Yetkililer ne yapmaları gerektiğini bilmiyordu. Ve hayal kendini boşluğa bıraktı. Genç bir kızın çığlığı gibi, bir annenin ağıtı gibi, bir dedenin hıçkırığı gibi, bir delikanlının kan çanağı gözleri gibi, insanlığın çöküşü gibiydi atlayışı. Haber yaptık bunu. Atlayan bir insan mıydı, bir hayal miydi, bilmiyoruz. Bildiğimiz insanlar hayalleri yaşatmaz, hayaller insanı yaşatır. Bildiğimiz kimin öldüğü değil. Bildiğimiz geçmeyecek olan şaşkınlığımız.
  Şahit olduğunuz bu tip olaylar varsa söyleyin haberini yapalım. Ölen hayaller yaşamıyorsa yaşayan insanların anlamı olmuyor."
(Kaç zamandır yazamıyordum. Zor oldu tekrar kalemi yazıya kavuşturmak. Yazdıran Rabbe şükürler olsun. Okuyan gözlerde dert görmesin. Sevgiyle, sağlıcakla kalın. Tüm sevdiklerinizle Allah'a emanet olun.)
"Aşkı Zikreden Yazar" 


Yorumlar

  1. Son cümleniz tüm metni betimleyen ve vurucu nitelikte olmuş. Takip edebildiğim kadarıyla kisisel blogların karamsar dilinin yavanliginin otesinde Halit Ziya nin 'Mai ve Siyah' in da Ahmet Cemil i anımsatan yazınız hoş ve güzel. İnsan olmanın fitratindaki yüksek faziletlre ulaşmanın zor ve çetrefilli şartlarında her şeye rağmen kucagimiza verilen gül yapraklarini zamanın asi ruzgariyle bir bir ardimiz da bıraka bıraka umitvar olarak yolumuza devam edeceğiz. Umalım ve dua edelim de yolun sonuna ulaştığımız da iki parmagimiz arasında tek de olsa gül yaprağı kalabilmiş olsun.Kucagimizdaki güller hiç eksilmesin!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Mutlu oldum yorumunuzla, tabi ki benim yazdıklarım Halit Ziya ile ölçülemez ama yine de çok mutlu oldum. İnşallah hiç eksilmez kucağımızda ki güller...

      Sil
  2. Heyyooo ben geldim 😃 iadeyi ziyaret yaptım hıh 😃takibime alayım diyordum ancak zaten takip ediyormusum.😃

    Daha çok görüsmek üzere sevgilerimle canmm💙

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldinizzzz :))) Evet daha sık görüşelimm :)))

      Sil
  3. Son cümleyi ben de çok vurucu buldum :)) Kalemine sağlık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :)) Hayaller olmayınca bazen insanın da anlamı olmuyor. Sevgiler :)))

      Sil
  4. Ne güzel yazmışsın hayaller insanları yaşatır diye çok doğru hepsi gerçek olmasa da olanların mutluluğu yeter yaşamaya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir yorum yaptınız böyle evet gerçek olmasa bile mutluluğu yetiyor yaşamaya. Teşekkür ederim güzel yorumunuz için :))) Sevgiler :))

      Sil
  5. Dilerim ki nsanlarin hep yasayacak hayalleri olsun. Senin gibi duyarli genclerin varligi icimizdeki umudu yesertiyor. Emegine saglik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya nasıl mutlu oldum yorumunuzla :)) Umut olmak şu hayatta değeri ölçülemeyeceklerdendir. Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için. Hele ki böyle güzel yorumlar insanın yolunu aydınlatan ışık oluyor. Sevgiler :)))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti