Ana içeriğe atla

Ben De Giderim

Yazar Uyarısı: Herkesin okuması gereken bir yazı değildir. Sadece yüreğini açanlar okusun. Uyarıyı dikkate alın, almalısınız...

  
 
  Gitmek...Gitmek zordur şu hayatta. Bir kelime ama çok acı demek. Belki veda ama yeni başlangıçlara gebe demek. Vuslatı olmaz bazı gidişlerin bazı yürekler ayrılığı doğar. Hiç aklında yokken kalbine düşer ayrılık. Aklın kabul etmez. Kalp bavulları çoktan toplamıştır ama.
  Gitmek, devrim gibidir. İnsanı önce devirir. Sonra ayağa kaldırır. Yaralanan kalpten akan kanlar tecrübe adlı yaralar oluşturur. Yola çıkmak zordur, ya çıktığın yoldan vazgeçmek. Bazen vazgeçişler kazanmaktan zor olur. Dediğimiz gibi; "Bazen vazgeçmek kazanmaktan zordur."
  Ben ne zaman giderim? Gider miyim ki? Emin olun giderim. Şimdiye kadar ki gidişlerimin dönüşleri olmadı. Bu nedenle kolay kolay gitmem. Vazgeçmem. Kalbim direttikçe "Dur" derim, "Bekle" derim. Elimden, dilimden, kalbimden geldiğince ertelerim gitmeleri. Dönüşü olmayan gidişlerde ben yaralarımı iyileştiririm. Kalanlarda yapabilse bunu ne iyi olur.
  Ben bir  yerden sebepsiz gitmem zaten. Kalbim üşür evvela. Yalnız kalır kalbim, anlayanım olmaz mesela. Kolay mı sanki gidişler, kalanlar hep mi haklı?
  Haklı demişken blogda da çok haklı insan gördüm. Haklılığın çok farklı ifade edilişlerini gördüm. Çok şaşırdım. Sahi ben bu yanlış atfetmeleri çok yaparım. Farklı sanmıştım bloğu, insanların farklı görüşlere saygı duyacağını sanmıştım. Değişik aşağılama biçimleri okudum. Canımı acıtan ne oldu peki? Yazının bunlara alet edilişi. Oysa yazı ne naiftir. Parçalamak için değil, birleştirmek içindir.
  İnsanlar birbirini çekinmeden kırıyormuş meğerse. Kötülemek ne kolaymış. İnsanlar karşıdaki için ne kolay "Kötü" der olmuş. Mesela "Kötü insanlar neden var?", "Kötülük niye var?", "Savaşlar niye var?" diye çok sorular okudum, duydum. -Tüm yazdıklarım sadece blog için değildir.- Umarsızca soruluyor bu sorular. Ben evvela kendime soruyorum, "Büşra ne kadar iyisin?" diye. Biliyorum ki her şey birikimle büyür. Kötülükler birikir daha büyük kötülükleri oluşturur tıpkı iyilikler gibi. Yani demem o ki bir kötülük yaptıysam sisteme hizmet etmişim demektir. Belki virgülden sonra ki bilmem kaçıncı milyon sayı kadar etkim olsa da olmuştur. Ha, demiyorum ki aman sorma bu soruları. Tabi ki duyarsız olmayacağız. Ama ilk olarak kendi vicdanınızı duyun. Unutmayın bu kötülükler de vicdanını duymayan insanlar tarafından oluyor.
  Birde insanlar çok güzel eleştiri yapıyor. Bir bilgi; eleştiri sadece kötü anlamda olmaz. İyi-kötü eleştiri vardır. Ortak paydası da daha iyiye teşvik olmalıdır. Ama günümüzde bırakın kötü eleştiriyi aşağılamaya dönüştürdüler eleştirmeyi de. Canımı en çok yakan eleştirilere değinmek istiyorum.
  Müslümanlara yönelik olanlar en başta yer alıyor. Kalbimi kılıçtan geçiriyorlar sanki. İşin garibi de bunu yapanların yine Müslüman olması. Bakıyoruz hocalarımıza, imamlarımıza veya Din Kültürü öğretmenlerimize "İşte bunları gördükçe dinden soğuyorum, böyle Müslüman mı olur?" gibi eleştiriler yapılıyor.(Hadi eleştiri diyelim.) Kardeşim o kadar iyi biliyorsan o kadar mükemmelsen zahmet olmazsa çıkta sen bize bir göster nasıl Müslüman olunuyor diye. "Mükemmel olan Müslümanlar değil İslam'dır." bu hatırlatmada bizden gelsin. Eğer dinimiz insanlara bakılarak öğrenilecek olsaydı Kitabımız indirilmezdi. Rabbim en güzel şekilde bize dinimizi insanlardan öğreneceğimiz bir düzen verirdi. Yok mu Müslümanlığını kötüye kullananlar tabi ki var ama onlara bol keseden sallayanların onlardan pek farkı olduğunu görmedim. Zaten gerçek Müslüman kendini ispata uğraşmaz ve eğer sen okur öğrenirsen kimse seni kandırmaz. Kimden uzak duracağını bilirsin, en sonunda sen doğruysan zaten diğerinden Rabbim seni uzak eder. Ve ne diyor ilk emir "Oku" devam ediyor "Yaradan Rabbi'nin adıyla oku." Ve sen kardeşim Rabbi'nin adıyla oku ki farkın olsun.
  Çok kısa da şu inançsızlık meselesine değinmek istiyorum. Kimsenin inancına karışmam. Ama kimsede inanana ve İslam'a laf etmesin. Ben sana saygı duyuyorsam hakkettiğim saygıyı sen de göstereceksin. Ve inanmayan kardeşim inanmayarak Allah'ın yarattığı çemberin dışına çıkmazsın, senin inanmamanda O'nun varlığına delildir. Nasıl mı? Sen zannediyor musun ki Allah açlık hissini yaratmasaydı açlık hissedecektin. Bil diye yarattı, tokluğun kıymetini bil. Aynen bu nedenle inançsızlığı yarattı inananın değeri artsın diye. Ve üstünlük ancak Takvadadır. Yani Allah katında...
  Birde geçenlerde "Başörtü kamuya girdi artık galaksi keşfederiz." diye bir yazı okudum. Utandım ne söyliyim utandım. Anneme baktım babaanneme baktım, utandım. Kardeşim sen orada nasıl bir bağlantı kurdun bilmiyorum. Seni ne rahatsız etti bilmiyorum. Bilmeyi hiç istemiyorum. Haber vereyim uzay istasyonumuz kuruluyor. İnşallah bir de galaksi keşfederiz gönlün olur.
  Yani rahatsız olduğum eleştiriler derken bana yönelik olan eleştirileri kastetmedim. Çünkü ne kadar eksiğim ben de farkındayım. Hatırlatanlardan da Allah razı olsun. Zayıftır hafızalarımız kendimize yönelik konularda, bu yüzden hatırlatmak iyidir, iyi gelir hafızaya.
  Hafızaya iyi gelen bir eylem de okumaktır ve yapabiliyorsak yazmak. Yazmak insanı eğitir okumak gibi. Tıpkı aile gibi. Yazdıklarını okurken döner gerilere hafızanı tazelersin, geldiğin yere bakıp kendini ne kadar eğittiğini görürsün. Hadi kötü haber tellallığı yapayım; yazmanın da eğitemediği insanlar gördüm. Ne müthiş bir hayal kırıklığı. Daha güzel kırılamaz ancak bu kadar güzel kırılabilirdi hayallerim.
  Yazmak ne zamandır can yakmak, aşağılamak oldu bilmiyorum. Ben çok geç farkına vardım anlaşılan. Bunu da benim aşırı derece iyi düşünme isteğime verelim. Olsun farkına vardık nihayet. Yazdıklarımla hiç bir zaman kırmak istemedim kimseyi. Kırdığımız varsa özür dileriz. Biz özür dilemeyi de biliriz. Eğer kırılan varsa açık yüreklilikle söylüyorum kendinde arasın sorunu. Diyeceksiniz "Peki niye özür diliyorsun?" Çünkü herkes kendine yakışanı yapar bu hayatta.
  Hayat seni sen yapar. Neysen ona dönüşürsün. Gidişler yaralar ve sağlamlaştırır tıpkı kalışlar gibi.
  Uzun ettim lafı farkındayım. Peki gitmek kısa bir eylem mi ki, gitmeye yazılan kısa olsun. Ben bir süreliğine gitmeye karar verdim. Belki bir süreliğine belki tamamen. Bu süre bir ayda olabilir bir yılda. İhtiyacım var uzaklaşmaya. Ama yazmayı bırakmaya değil zaten beni dinlendiren yazmak. Bloga ara vermek yazmaya ara vermek değil kesinlikle. Blog, yazmama sebep değildir; yazdıklarım bloğa sebeptir. Blogdan öncede yazıyordum. Tamamen kapatsam bile yazı devam edecek Allah'ın izniyle.
  Son satırlara geçmeden bir konuya daha değinmek istiyorum. Aşk benim için yazıdır, yazmak ise aşkın en güzel zikridir. Blog ismimin bendeki anlamı budur. Bir türlü yazamadığım "Hakkımda" yazısı için planlıyordum bu satırları nasip değilmiş. Bu yazının nasibiymiş.
  Ayrıca sevgi üzerine çok değiniyorum. Beni böyle sevgi pıtırcığı, dünyayı güllük gülistanlık gören, dünyadan bihaber sanmasınlar. Elleri buz kesmiş birisinin bir insanın kalbini ısıtmaya çalışması ne zordur tahmin edemezsiniz. Sırf birinin kalbi ısınsın diye son sevgi kırıntılarını satırlara aktarmak zordur. İnsanlar çok akıllı zannediyor kendini. Yazılanın, söylenenin ardındaki manayı göremediğimizi sanıyorlar. Büyük yanılıyorlar haberleri yok. Ben hissetmiyor muyum kim ne düşünüyor, anlamıyor muyum zannediyorlar. Hislerim kuvvetlidir, az yanılmışımdır hayatımda. İnsanı yaşı değil yaşadıkları büyütür çünkü. Küçük olaylardan büyük dersler almak gerekir. Gerekir bunlar, gerekir ki yanlışlar doğruları göstersin. Neyin doğru olduğunu bilmiyorsanız yanlışlardan uzak durun bu sizi doğruya götürecektir.
  Kendini doğru sanan çok, bu sözlerimde onlara değil zaten. Kibirleri ile yüksek duvarlar örüyorlar kendilerine. Kendi gibi olmayanları aşağılıyorlar. Ama yıkılacak yüksek duvarlı şaton. Öleceksin. Ölümü öldüremiyor insanoğlu, çıkacaksın mahşer meydanına. Rabbim'den niyazımdır; o gün onlara tek bir soru sormak istiyorum. Demek istiyorum ki; elinize ne geçti, yahu ne geçti. Ne geçti de bu kadar tepelerden uçtunuz. Nerede o yüksek başlarınız, eğilmez duruşlarınız. Kim bilir cevap alırız. Cevap almaya gerekte kalmaz belki. Herkes hesabını verecek, cehennemde yanılacaksa da tek olmayacağımın o kadar farkındayım ki. Ne gam, ne keder, bize Allah yeter...
  Neyse ben size sonuç olarak bir süreliğine ara vereceğimi yazmak istiyorum. Tabi söylenecek olanları da söylemeyi ihmal etmeden. Kalbi çok güzel insanlar tanıdım. Onlar kim olduklarını çok iyi biliyorlar. Tıpkı benim bildiğim gibi. Adlarını yazmayacağım. Yoksa diğerlerinin de adını yazmam gerekir. Hani hayal kırıklığı olanların. Yazdıklarım, tüm satırlar sadece blog adına yazılmadı. Yazdıklarımla sadece bloğu kastetmiyorum. Destek olan kalbi güzel olanlar yolunuz ve kalbiniz daima açık olsun. Sevgiyle kelam edin. Rabbim sizlerden razı olsun.
  Ara vereceğim, belki tamamen bırakırım bilmiyorum, ne söylesem yalan olur. Gelen yorumları paylaşıp cevaplayacağım bunun dışında bir şey olmayacak. Ama tamamen kapatmaya karar verirsem "Ben De Gittim" başlıklı bir yazı ile veda etmek isterim. Daha yazılmadı sadece başlığı belli. Bu karar da aniden verilmedi. Bir hışımla yazmadım bunları. Kanayana kadar bekledim, insanlar tam manasıyla kanatınca yazıldı bu satırlar. Ve umudumu kıranlardan da Allah razı olsun. Çünkü umut edeceğimiz insanlar değildir, Allah'tır. İşte bunu hatırlattılar bana.
  Ne deyim ki ben fazlasıyla doğru olan bu dünyaya fazlasıyla yanlışım. Ben eski zamanın insanı, şimdiki zamanın tutsağıyım...
  Her zaman olduğu gibi sevgiyle kalın...
 "Aşkı Zikreden Yazar" 


Yorumlar

  1. Nasıl mutlu olursanız öyle yapmak hakkınız. Mutlu olmanız dileğimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için, sağ olun...:)))

      Sil
  2. Daha önce de gitmeye karar vermiştin. Umarım bu defa da vazgeçersin. Çünkü senin gibi gerçekten yazmaya gönül vermiş insanlar giderse, o şikayet ettiklerimize kalır ortalık. İşte en çok bunun için gitmemelisin. Ara verdiğini farz ederek, arayı fazla açma ve kendini çok özletme diyorum sana. Kendine iyi bak canım. Sevildiğini unutma ve her zaman yazabilirsin, dinlerim ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanı mutlu eden güzel bir yorum teşekkürler canım. Ara vermek niyetindeyim, bakalım ne olur. Şikayet ettiklerimize meydan bırakmayacağız tabi ki ama çok yıpratıcı şeyler okuyorum. Ne deyim ki hangi söz kullanılmalı. Sarfettiklerim bile kelime israfı geliyor. Bilmiyorum canım işte durum bu. Ama inan ki ve inanıyorum ki; yazılarım yaşamaya devam edecek hiç bilmediğimiz anlarda çıkacak karşımıza. Yani bloğu bıraksam bile bu beni geriletmez. Tekrar teşekkür ederim. Sevgiyle kal...:))

      Sil
  3. Kim incitti sizi bu kadar bilmiyorum ama gitmenizi inanın istemiyorum.Sizi yeni keşfettim ve iyiki keşfetmişim demiştim.Bu kadar çabuk mu mahrum bırakacaksın ızgara yazdıklarınızdan.Ben yüreği güzel olanların bunu yazılarına da yansıttığını görüyorum.Tıpkı sizin olduğu gibi.İnsanlar zulmeder.Ama siz yeterli kendinize zulmetmeyin.Yüreğinizde hep güzel şeyler barındırın.Biraz kafanızı dinleyin.Ama çok uzun süreli olmasın bu. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler böyle hissettirmek ne güzel. İnanın ki bunu da yüreği güzel olanlar anlar sizin gibi. Şu an ne desem yalan olur, ne yapacağımı bilmiyorum. Zaman gösterecek benim için de ne olacağını. Beni inciten inanın şahsıma yönelik olan bir şey değil. İnsanlar çok aşıyor sınırı, yani beni inciten insanlar bu denli kırarken birbirini ben bir şey yapamıyorum. Öfkeleniyorum, birde bu yanlış tutumları burada da görünce sarsıldım diyelim. Bilmiyorum ki insanlara bu hakkı kim verdi. Nereden buluyorlar böyle fütursuzca konuşma hakkını. Ben bana denilenle baş ederim bir şekilde. Ya edemeyenler ya aşağılananlar. Böyle işte, teşekkür ederim size. Bu güzel yorumları duymak güzel. Sevgilerimle...:))

      Sil
  4. Büşra iki defa okudum yazını hiç bir satırı kaçırmamak adına.Sona doğru yaklaştığımda oraları ikinci kez okuyamadım. Üzüldüm. Ben hep kızlarımı severim derim ya, bu bazılarına abes gelir, (canım, cicim diyenlerin samimiyetina inanmam )diye göndermeler aldım. Umursamadım, çünkü öyle değildi. Tabii ki duyduğum sevginin niteliği kişiden kişiye değişirdi. Kiminin yazdığı beni üzer, insaflı olmamdan, kimi benim bu yaşta düşündüklerimi genç yaşında fark etmiş deyip hayranlıkla, kiminin takipçisi yoktu, yalnızlık hissetmesin, kimini de haksızlığa uğradığını hissettiğimde destek olmak için ama hepinizi bir başka sevdim.

    Çok dolu bir kızımsın. Bu devirde çoğalmış acaip söylemler de kırmış seni. Buralar zaten çok zor. Ben bir ara ortalıkta yazılan hakaret yazıları yüzünden hastahanelik oldum. Suçum bir bloğa hikaye yazmaktı ve ben iyi bir şey yaptığımı sanırken biri tarafından o bloğu işgal etmekle suçlandım. Tepki yazısı yazdım, bu defa misilleme yazısı geldi, yazmaktan ve terbiyeden nasibi olmayan biri tarafından. O yazıya kimse tepki göstermedi. Sonunda silindi ama pazarlıkla.
    Daha evvel de bloğumu düzelteceklerini söyleyen iki kişi tarafından kötü dışlandım. Hakkımda makale yazdılar! Nasıl bir hırstır bu dedim.
    Bir yazı hazırladım o sıralar, ağlaya ağlaya bir veda yazısı. Taslaktadır hâlâ. Ama bırakamadım. Başka bir uğraşım, oyalanacak hiç bir şeyim yok Büşra :(
    Şu cümlen çok hoşuma gitti kızım:
    Yani demem o ki bir kötülük yaptıysam sisteme hizmet etmişim demektir.
    Bunu yazan biri, çok büyük ve derin düşünüyor demektir. Hakkında hayırlısı neyse o olsun. Yeter ki sen huzurlu ol kızım. Seni tanıdığıma çok sevindim. Ben daha hassaslaşmadan kaçıyorum. Eğer gidersen seni unutmayacağımı bil canım. Sevgiyle gözlerinden öpüyorum kızım. Ece teyzen...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Ece Abla hüzünlendirdin beni. Haklısın üzüldüm böyle şeylere maruz kalmana. Boşuna dememişler iyilikten maraz doğar diye. İnan sen burada bir çoğumuza abla oldun. Hatta geçenlerde bizimkilere blogdaki ablamız dedim :)) Öylesin inan ki. Seninle bir çok konudan konuşulabileceğini insanlara saygı göstereceğini biliyorum. Ben de devam etsem veya etmesem de sizi unutmam. Unutsam vefasızlık olur. Sevgiyle kalın ve Rabbim den dilerim yanınızda da sevginizi hakkedenler olsun hep...:))))

      Sil
  5. En acısı ne biliyormusun. İslama karşı olurken/dururken islam hakkında zerre fikir sahibi olmamaları. Bilgi sahibi olup da karşı çıkanlara amenna. Ne acı değilmi. Bilgisiz fikir sahibi olmak... Elbette yazıyı soluksuz okudum. Yine tek kelime ile harikaydı. Sadece en can acıtıcı (bana göre) kısmına yorum yapmak istedim. Kalemine, yüreğine, inancına, umutlarına-hayallerine vede yorumuna sağlık diyorum. tşkler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, ki zaten kalbiyle yaklaşan kimse böyle ileri gitmez. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. :)

      Sil
  6. Baştan sona kadar itina ile okudum. Üstüme almam gerekeni aldım insan olduğumu hatirlattiniz çok teşekkür ederim ❤ Maalesef inciten, kıran insanlar her yerde. Size gitmeyin demek isterdim zira yazdıklarınızı beğenerek okuyorum ama eminim bu kararınız size iyi gelecektir. Yazmayı birakmadiginizi bilmek güzel. En güçlü silahiniz kaleminiz olmaya devam etsin. Öyleyse güzel kalın☺❤ Allah'a emanetsiniz kardeşim^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Evet varlar hem de fazlasıyla konuşuyorlar. Bu kararımı da hışımla almadım zaten anlamanız ne güzel. Belki ara vermek daha iyi gelir. Sizde güzel kalın hep. Allah'a emanet, tekrar teşekkür ederim. Sevgiyle kalın...:)))

      Sil
  7. Şimdi ne desem bilemedim. Ben çok bağlanırım biliyor musun? Bazen ömrümde bir kere karşılaştığım insan bile beni öyle etkiler ki ara ara düşünmeden edemem. Bloglarını takip ettiğim insanlar mesela. Uzun süre yazmadıklarında merak ederim. Acaba bir dertleri mi var neden yazmıyorlar diye? Daha önce de kırıldığını ve blogu kapatmak istediğini söylediğin bir yazı kaleme almıştın. Bilemiyorum tabi ne yaşadın. Bu dediğin türden kişilerle ben karşılaşmadım daha. Umarım karşılaşmam. Yazarken başkalarının olumsuz eleştirilerini dikkate almalıyız ancak bu bizim yapacaklarımızı engeller hale gelmemeli. Bazı çok takipçisi olan, örnek gösterilen bloglara bakıyorum da onlar bile bir yorum yüzünden yaptıkları işten vazgeçme noktasına gelebiliyorlar. Vazgeçiyorlar mı? Hayır.
    Yaşın genç olduğu için bilmezsin bizim ülkede bu tür tartışmalar hiç bitmez. Ama bayağı bir yol almıştık da şu son yaşananlar olmasaydı. Başörtü konusu yine hortladı. Özellikle yapılıyor her iki kesime de bu tür polemikler yarayışlıdır çünkü. Politika malzemesi olarak kullanmaya bayılırlar.
    Zamanında slogan gibi bir şey vardı. Benzer polemiklerin olduğu dönemlerde.
    "Uzaya çıkmak istediniz de başörtümüz mü engelledi?" diye. Ona gönderme yapmışlar anlayacağın:)
    Biraz da mizah olarak bakacaksın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şahsıma yönelik bir şey duymadım bir yorum da almadım. Ama ben Müslümanım bu da bu kadar kırılmama yeterli oluyor. Kendi yazılarım da eksiklikler var. Bunların hatırlatılması falan kırmaz beni ya da gereksiz yere yapılan kötü bir eleştiri. Çünkü ne iyi yapılan yorum beni olduğumdan daha iyi yapar ne de kötü yapılan yorum beni daha kötü yapar. Ben kendimin farkındayım zaten. Oturup bir yazı yazıyorlar, bir yorum yapıyorlar yada bir fotoğraf paylaşıyorlar; acaba bu nere gider kimi kırar diye düşünmek yok. Bunlar beni sinirlendiriyor ve aşırı derece kırıyor. Ve yazmaktan vazgeçmiyorum ki blog olmasa yazım olmayacak diye bir şey yok. Yani bloğu bırakmak beni ne çok yaralamaz. Ama o çok bilmiş konuşanlar bir gün fena yaralanacaklar. Ve bakabilsem mizah olarak ama bakamıyorum. Bakamam, kendime bunu yakıştırmam. Bende size çok alıştım bir çok blog arkadaşıma. Belki dönerim zaman bana ne yapmam gerektiğini fısıldar. Bir çok insandan daha çok güveniyorum ona. Yorumunuz için teşekkür ederim, Sevgiyle kalın...:)))

      Sil
  8. İçim qanayaraq oxudum. Ara vermək yaxşı gələcəksə, biz bir daha yazana qədər gözləyərik gözəl bacım. Amma məncə getməməlisən. Eşqi ən gözəl şəkliylə zikr etdiyin dəyərli yazılarından bizi məhrum etməməlisən. Çox üzgünəm çoox :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzülmenizi hiç istemem ama bazı kararları vermekte çok zor oluyor. Bakalım belki bırakmam ne yapacağımı hiç bilmediğim için bir şeyde diyemiyorum. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Üzülmeyin, sizi tanıdığıma çokk sevindim, sevgiyle kalın...:)))

      Sil
  9. Çok guzel seylere degınmıssın büşracıgım. Şu sıra bende okadar cok goruyorum kı Muslumanların muslumanları elestırmesını, bır adam dıyor kı, o namaz kıldıgı ıcın ben kılmak ıstemıyorum, nıye dedıgımde adam hem yalan soyluyor kufur edıyor hemde bamaz kılıyor. Oyuzden bn onunla aynı seyı yapmk ıstemıyormus. Adamların kafa bı mılyon olmus.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh aynen öyle, çok haklı bir sebepleri var ya. Yani ben eksiksem yanlışsam bu benim hatam ne diye başkasına yükleyeyim. Komik duruma düşüyorlar haberleri yok. Teşekkürler yorumunuz için, Sevgiyle kalın...:)))

      Sil
  10. Yine de GİTMEMELİSİNİZ! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam bir gidiş gibi bakmayalım aslında, süresi belli olmayan tatil diyelim...:)) Döner tatil anılarımı anlatırım belki neden olmasın. Sevgiyle kalın...:)))

      Sil
  11. gidebilen insan güçlü insandır Büşracığım, okudum biraz sonra açtm fotoğrafına baktım gülümsedim tekrar devam ettim.Gidemeyişlerimi düşündüm, saplanp kalışlarımı ve benim hiç dönülemeyeck bir kararım olmadı, silemedim beni alt edenleri, üzenleri.

    insanlar birbirlerini neden kırma çabasında onu da hiç bilmiyorm, anlamıyorum.başka bir gün sevgi üzerine aşk üzerine mutlaka konuşmak isterim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle bu içten yorumunuz için teşekkür ederim. Bende çok isterim sizinle aşk ve sevgi üzerine konuşmayı. Hayat işte bazen kısa zamanda uzun acılar veriyor bize. Acıtarak büyütüyor bazen yaşlandırarak büyütmek yerine. Kaderin kestiği parmak iyileşiyor da şu insanlarınkine çare bulamadım daha. Gitmek lazım yol sizi çağırıyorsa, inanın ki gitmek lazım. Sevgilerimle...:))))

      Sil
  12. Büşra'cım hayatı istediğin gibi yaşamak en doğal hakkın ama yaşın daha çok genç önüne her yerde mücadele etmen gereken çok şeyler çıkacak yaşamın anlamı bu mücadele insanlarla ,yoklukla, varlıkla ,hastalıkla , doğru ve yanlışla bunlar hep olacak biz senin naifliğini sevdik canım bence kal yoluna devam et tercih senin elbette dilerim istediklerin gönlünce ve şansın bol olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz için :)) Aslında demek istediğim mücadeleden kaçmak değil. Yani bunu kaçmak mücadele etmemek olarak görmeyin. Ben sadece blogda da böyle insanlar görünce şaşırdım. Saygıyı kaybetmek bilmiyorum bu çok acı veriyor. Zaten burası olmasa da ben Allah'ın izniyle başka yerlerde yazmaya sesimi duyurmaya devam edeceğim zaten. Mesele blog değil, benim burayı gözümde farklı görmüş olmam. Yani kimse değil benim mesele. Belki bir ara vermek olur. İnanın çok iyi geldi bu zaman bana nefes aldığımı hissettim. Dediğiniz gibi yaşım genç eğer ömrüm varsa yaşayacaklarım da kapıda bekliyor. Bazısı beni devirmek niyetinde bazısı yükseltmek. Önemli olansa benim duruşum yoksa her iki durumda da kaybedebilir yada kazanabilirim. Dediklerinizi kulağıma küpe yaptım ama :)) İnşallah sizin de yolunuz ve kalbiniz daima açık olsun...Sevgilerimle :)))

      Sil
  13. Blogunuzu izlemeye aldım sizide bloguma beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş gelmişsiniz :))) Bilmiyorum yazımı okudunuz mu ara vermek niyetindeyim. Eğer ki dönersem mutlaka bloğunuza uğrayacağım. Sevgilerimle...:))))

      Sil
  14. Anlattıklarında kendimi buldum zaten sayfana ne zaman girsem bumkız ben gibi ya derdim kpss sınavımdan dolayı her yazıyı okuyamıyorum.Ne yazdılar bilmiyorum ama madem sizi kendime benzettim ben de özel hayatımda çok yaptım gitmeleri ama burdan gitmezdim.Senin de gitmemeni isterim. En kısa zamanda görüşmek dileği ile olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl mutlu etti beni yorumunuz :)) Gitmek gerekir belki bilmiyorum ki. İnanın benim gibi düşünmeniz yazdıklarımda kendinizden bir parça bulmanız yazma amacıma olan inancımı artırdı. Yorumunuz kalbime dokundu :)) Hayat ne gösterir bilmiyorum ama şu an için ara verdiğim için mutluyum. İnanın sizin gibi insanların varlığı umudumu tazeliyor. Sınavınızda da başarılar dilerim, Rabbim kolaylıklar versin. Sevgilerimle...:)))

      Sil
  15. Bence bırakmayın, en azından kendiniz için yazın. Bakın benim de ziyaretçim fazla olmadı hiçbir zaman. Fakat kaliteli insanlar heryerde azdır. Kötüler de bâki değildir. Biraz havlayıp, sonra kendi kendilerini imha ederler.

    Yazın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim tabi ki yazacağım yazmayı bırakmak olmaz. Düşünen beynime haksızlık olur bu. Kötüler, aslında artık insanların bu duyarsızlığı bile isteye yaptığını görüyorum. Yorumunuz mutlu etti beni. Kusuruma bakmayın bloğa girmediğim için geç yayınladım yorumunuzu. İnanın yorumlar çok önemli benim için. Sevgiyle kalın....))

      Sil
  16. Büşra hanım hu hu... Orada mısınız? Kafanızı dinlemediniz mi daha? Burada yazdıklarınızı okumak için sabırsızlananlar var.Sevgiler...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) :)) Buradayım buradayım ama dinlenmemiş kafam belli ki :)) Böyle yorumları okumak için de çok sabırsızlananlar vardır eminim mutlu ettiniz beni :))) Ama şu an için bloğa yazmak gibi bir düşüncem yok. Sevgiyle kalın. Çok ama çok mutlu ettiniz beni.:)))))

      Sil
  17. Ne güzel duygular kaleminize akmış ve bize yansımış okurken.Yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel bakmak gerekir güzel yazılanı görmek için. Güzel bakan kalbiniz. :))

      Sil
  18. Aynı ruhun düşümlerindeniz, yeni keşfettim ve iyi ki dedim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken nasıl yorumlar gelecek diye insan düşünür ama böylesi mutlu edecek yorumları tahmin edemiyor elbette. Çok teşekkür ederim ne güzel böyle düşünmeniz. İyi ki gelmişsiniz, hoş geldiniz. Sevgilerimle...:)))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti