Ana içeriğe atla

Kitaplar Misafirin Olursa


 Odamda sessizce oturuyorum yine.Vakti sorma zaman kavramı gitmiş bende.Gün belki doğuyor belki batıyor yada öğlen bilmiyorum işte.
 Sonra tıkırtılar duyuyorum.Yok tıkırtı değil aslında yaprak sesi, kitapların yaprakları yani sayfaları çevriliyor.Bakıyorum şaşkın şaşkın.Sonra anlıyorum bizimkiler gelmiş.
 Başkomiser Nevzat geçiyor masanın başına babacan bakışlarıyla oturuyor.Ali yok yanında tahminimce Zeynep'le yemekte."Akşam Güneşi"nin Jülide'si hep bir mağrur aşk akıyor saçlarından.Oturuyor köşesinde sade bir hüzünle.
 Ah Şems! Şems! onu da ben çağıramıyorum tabi o gelmez her kalbe öyle her kalbe. Jülide'nin hüznü bana çöküyor tabi.Bende alıp "Aşkın Gözyaşları"nı koyuyorum masaya.Adı yazsın bir yerde gözüm görsün yeter bana.
 Gece oluyor sanki sonra anlıyorum ki "Kötü Ruh" gelmiş bir yerlerden buyur ediyoruz onuda.Sevilmiyor pek ama herkes Maxime Chattam için çok yetenekli diyor.
 Aylin ölümü faili meçhul Aylin, güzel Aylin.Karar veriyorum sonra duygularının da faili meçhul olduğuna.Tanıyamamış kimse onu, oda kendini aslında.
 Madame Bovary'de burada.Kırgın bana madam havası atıyor anlayacağınız.okumadım çünkü onu yarıda bıraktım aslında.Hani diyeceğim "Bizim kültürler farklı bak yoksa yapmam böyle şeyler" tınmıyor bile beni.Burnu havada dinlemiyor sanki.Kaldırıyorum ellerimi "Tamam" diyorum "Tamam,ilk fırsatta okuyacağım seni." Hafiften gülümsüyor, bende gülüyorum.İnsan kalbi değilde kitap kalbi kırmamak lazım.Çokta uzatmıyorum meseleyi Başkomiser Nevzat yorgun.Belli etmese de ona olan tutkumun farkında.Belli belirsiz gözlerindeki ışıltı "Ben okuyorsun her türlü biliyorum, teşekkürler." diyor.Ses etmiyorum tabi.
 Sonra bakıyorum muhabbet alevleniyor, dertleşiyoruz tabi okudukça sayfalara bırakıyorum dertleri.Onlar bana anlatıyor,ben onlara.
 "Yahu!" diyorum "Olamadık bir kitap kadar.Kitap gibi sessiz, kitap gibi coşkulu dinleyemedik birbirimizi." Hepsi hak veriyor bana.
 "Anlatamadık kitap gibi kendimizi en sade ve en karmaşık halimizle.".Yine onaylayan bakışlar.
 Neyse bakıyorlar ben coştum.Uzatmamakta yarar var.Sessiz sessiz dağılıyoruz.Hepimiz dertli ve yorgunuz.Uğurluyorum hepsini ve merakla bekliyorum yeni misafirlerimi.
  Ve size küçük bir not:"Aldığınız kıyafetler eskir, eşyalar yıpranır bazıları bozulur.Kitaplar her defasında yenilikler sunar, her okunuşta gözden kaçanları serer gözler önüne.Vefalı dostlardır kitaplar insanların aksine!!!"    

Yorumlar

  1. Kitaplar insanı yanlız bırakmayan kültürlü dostlar. Evimize hayatımıza hayallerimize misafir olan ise karakterler.. çay demle ve karşılıklı ağır misafirlerinle sohbet eyle. Çok güzel yazdın ☺

    YanıtlaSil
  2. Madame Bovary i sevenlerdenim.Okursun bir ara sevinir oda ;) Hoşgelmişsin :) Komiser Nevzat ı epey sevmişsin ;)

    YanıtlaSil
  3. Hoş buldukm haklısınız Madam Bovary de okumam lazım kitabın kalbini kırmamak lazım...

    YanıtlaSil
  4. HAhhhh o baş komser nevzat beni benden alan güzel paylaşım olmuş kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet başkomser Nevzat yazardan bağımsız olup bizden biri gibi oldu.
      Teşekkür ederim...:))))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti