Ana içeriğe atla

LACİVERT


                                                             
 LACİVERT
Bir renk olsaydın eğer lacivert olurdun.
Siyah gibi keskin değil,
Lacivert gibi göz alırdın.
Siyahla beyazın uyumu olmazdık belki,
Ama ben en çok laciverte yakışırdım.
Bir renk olsaydın eğer lacivert olurdun,
Gece siyaha karışmaz, gökyüzüne renk katardın.
Gündüzleri fazla göze batmaz,
Sadece bana bakardın.
Diyorum ya sen en güzel lacivert olurdun,
Herkese hitap etmez,
Sadece bana özel olurdun...
    
                                                                  B.G
   (Sevdasında lacivert olanlara yazıldı bu şiir.Siyah beyaz olanlar zaten fark edildi. 
   Laciverte yazılmadı şiirler, lacivert sevdalar bilinmedi.Naif olanlara, lacivert yüreklere 
   selam olsun...)

Yorumlar

  1. Selam.. bloğunu takipdeyim bana da beklerim :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba! Blogumdaki güzel, samimi, içten yorum için çok teşekkür ediyorum, beğenmenize sevindim! :) Blogda ya da instagramda bir yerde yazdınız mı, okuyan diğer bloggerların yazılarının olduğu linki gördünüz mü, yorumları merak ediyorum! :) :)

    YanıtlaSil
  3. Lacivert ne güzel bir renktir, mavinin her tonu gibi :))

    YanıtlaSil
  4. Öyle gerçekten Kağıt Salıncak renklerde ki güzelliği görebilmek önemli inanlar da birer renk aslında...:)

    YanıtlaSil
  5. lacivert bu şiirin en sevdiğim :)) hem kesin hem de keskin..

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim Aihara Kotoko naif olanlara yazıldı bu şiir:)

    YanıtlaSil
  7. Ne güzel anlatmış lacivert O'nu... Ne güzel lacivert olmuş ''O''...

    YanıtlaSil
  8. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :) Şiir gibi...

    YanıtlaSil
  9. merhaba :)
    severim laciverti, ne güzel yazmışsın <3

    YanıtlaSil
  10. Merhaba Maviye İz Süren lacivert sevilmeli ve teşekkür ederim...:)

    YanıtlaSil
  11. Lacivert gök mavisi sevdanın rengi Lacivert ...Yüreğinize sağlık çok güzel olmuş Lacivert severim :)

    YanıtlaSil
  12. Sevmenize sevindim Sessizkaldım... Lacivert severler artıyor ne güzel :)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti