Ana içeriğe atla

Gecenin Sesi



 
Gecenin Sesi
 
Gecenin sesini duydun mu hiç,
Yalnızlar şehrinin,
Hüzün sokağının,
Yanık türküleridir.
 
Gecenin sesini duydun mu hiç,
Kaldırımda oturmuş, kalbi acıyan,
Biçare kimsesizin,
Sığınağında ağlayışıdır.
 
Gecenin sesini duydun mu hiç,
Uykusuz bir çift gözün,
Sessiz bağırışlarının,
Dilsiz ağlayışıdır.
 
Gecenin sesini duydun mu hiç,
Yalnızlar şehrindeki,
Yalnız şairin,
Kalem sesidir.
 
Gecenin sesini duyarsan eğer,
Ses etme sende,
Yalnızlar vapuruna gelmişsin demektir,
Biletini ver ve bekle,
Yalnızlar şehri de seni beklemekte...
 
                                                     "Aşkı Zikreden Yazar"


Yorumlar

  1. Çok güzel bir şiir olmuş emeğine sağlık :)

    Bu arada bloğunu takipteyim. Benim bloğuma beklerim... Ziyaretçi defterine bir not bırakmak istersin belki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bende ziyaret edeceğim bloğunuzu.

      Sil
  2. Son bölüm beni çok etkiledi, efendim.
    O yüzden ses etmedim, kaleminize sağlık!.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnızlar şehrinin çok yolcusu var demek ki.
      Teşekkür ederim...

      Sil
    2. O yolculara selam olsun!
      Teşekkürler benden, efendim :)

      Sil
  3. :))) İnsan kendi istedikçe, sırf yalnızlığı özlediği için birkaç saatliğine yalnız kalsın, uzun süreli kalmasın dileyerek;

    Ben o görsele bayıldım. O düşünce bile harika. Aydan balon.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi yalnızlığından anlayan olmalı, bir kaç samimi insan yeter aslında.
      Ya görseli bende çok sevdim çeken kişinin emeğine sağlık. Bende isterdim böyle kareler yakalamayı...:)))

      Sil
  4. Yalnızlık dinlediğin müzüğin bile seni dinlemesidir aslında .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle, bazen biz değil müzik bizi dinler...

      Sil
  5. vay yaaaaa bunu kitabına koy iştee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep teşekkür ederim:)) ben ayırıyorum bazı şiirlerimi zaten. Söylediklerinin yeri de ayrı olacak:))

      Sil
  6. Biletim hazır o halde. Gecenin sesi. Çok anlamlı. Gece yaşanır en derin düşünceler, duygular.. Gece kimse görmeden ıslanır yastık gözyaşıyla. İşte o sebeple gece vapuruna biletim var.

    Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz ne kadar da tamamlamış şiiri kalemine sağlık, teşekkürler :)))

      Sil
  7. Gecenin sesini dinledim. Saatlerce sesimi duyan olmadı. Güzel anlamlı bir şiir olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah duyar her sesi insanız duyamadığımız zaman olmuştur. Ve insanı nasılda yaralar kimsenin duyup anlamaması. Ama dediğimiz gibi Rabbim mutlaka duyar. Çok teşekkür ederim yorumunuz için...

      Sil
  8. Aynen öyle bizler duymayız. Allah her şeyi görür duyar. Demek istediğim de sizin dediğiniz gibi insanların duydukları halde anlamamaları. Rabbim herkesin yar ve yardımcısı olsun.
    Ben teşekkür ederim. Güzel yorumunuz ve paylaşımınız için saygılarımla.

    YanıtlaSil
  9. Büşra, şiirin beni çok etkiledi. Gecenin sesini uzun yıllar dinledim yüreğimin ancak zaman zaman dışarı çıktığım sığınağında. Kalemine sağlık kızım. Sevgiler sana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Beni nasıl mutlu ettiniz anlatamam. Çokça sevgiler😊😊

      Sil
  10. Şiirinizi okudum açık ve içten yazılmış sözleri etkiliyor insanı bloğunuzu izlemeye aldım yolunuz açık hayalleriniz gerçek olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Eğer böyle hissettirdiysem ne mutlu bana😊 Her birimizin yolu açık olsun inşallah. Hoş gelmişsiniz...😊😊

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi ölece...

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. B...

Hep Konuşan, Hiç Bilmeyendir...

    İnsanlar mı tuhaf hayat mı? İnsanlar mı zor hayat mı? Düşünceler mi kirli insanlar mı? Hayat mı kötü insanlar mı?   Şüphesiz "insan" derim. Hayatı, düşünceyi, oluşturan insandır çünkü.    Peki yaşamın gerçekliği mi ölümün gerçekliği mi?    Şüphesiz ölümün gerçekliği derim. İnsan tuhaf bir varlık. Hiç ölmeyecek gibi konuşuyor, yazıyor ve yaşıyor. Her şeyin ve ölümün hayırlısı olsun, insan hayatında.    Bakıyorum da insanlara kalıcı gibiler bu dünyada. Özellikle tam da kendi çağını yaşayanlar. Sanki geçmeyecek günleri. Sayılı nefeslerin, sayılı günlerin, kalp atışların sayılı; sayısız güvenin nedir kendine?    Herkes, her konuda konuşabiliyor. Bazen o kadar öfkeleniyorum ki cevap vermek istiyorum. Ama öfkeli cevap verirsem sadece kendimi haklı çıkartmak için konuşmuş olurum. Mühim olan ise doğrunun haklılığını ortaya koymaktır.    Mesela tarihimi çok seviyorum. Ama tarih üzerinden hiçbir zaman prim yapma...

Koca Aptal

  İnsan bir döngü içinde yaşar. Gece-gündüze, kış-bahara, çocuk büyüğe, doğum-ölüme dönüşür. Yaprak toprağa karışır, tekrar yemyeşil açabilmek için. Bu döngüde geçer yaşamı insanın; ölümü unutup, zamanın farkına varmaması için.    Zaman avucumuzdan hızla akan kum taneleri gibidir. Ve çoğumuzun avucunu kapatıp, zamanı durduracak mecali yok. Geçip giden çocukluğumuzu kaybediyoruz. En güzel zamanlarımız geçmişin tozlu raflarına saklanıyor. En masum yanımızı kaybederken avcumuzu kapatmayı akıl edemiyoruz.    Akıl edemediğimiz başka şeylerde oluyor elbette. Mesela kötü insanların okuduğumuz hikayelerde, izlediğimiz televizyon programlarında var olduklarını sanıyoruz. Ama büyümek bize hiç uzakta olmadıklarını gösteriyor. Çocuk aklımızla bir şeylerin geçeceğine inanırken bazı şeylerin hiç geçmediğine şahit oluyoruz. Döngü bize öğretiyor; yaralanarak büyürsün, yaralarını saramadan ölürsün.    Aslında büyümek hepimizde aynı olmuyor. Bazılarımızın...

KAYIP İLANIDIR…

   Kaç gündür diyete girmiş kalemim. Yazı diyetine. Bana kızdığından galiba. Bu ara böyle bana kızan çok. Kaç zaman oldu, çok bekledim kapısında. Ama o inatla yazmaya yeltenmedi. Dedim “Bak çok zayıflarsan daha yazamayız.”  hiç umursamadı beni. Hızlıca yüzüme çarptı defterlerin kapağını.   Bugün, bugün farklı bir şey oldu. Öleceğimi zannetti herhalde. Usulca elime vurdu. Ağlamak istedim ama ağlayamayacak kadar yorgun, gözyaşımı akıtamayacak kadar hissizdim.   Zor oldu kalemimi elime almam. Zor oldu kâğıdın başına oturmam. Çok zor oldu kayıp kelimelerimi bulmam. Zaten sınırlı sayıda olan dünya kelimeleri ile pek aram yok.   Velhasıl kelam geçenlerde yaşadığım kayıp olayını yazmaya niyetlendim. Tabi bu kayıp kelimelerle ne kadar yazılırsa o kadar yazmak istiyorum.   Ne kadar zaman oldu hatırlamıyorum. Aciz bir hafızam var. Çoğu zamanda pek hatırlamaz zaten. Neyse ne zaman olduğunun bir önemi yok.   İşte bir gün yürüyorum. Kayıp ilan...