Ana içeriğe atla

Gün Gelir Kelimeler Olur Celladın


  Bazen kalemim defterin başında kimsesiz gibi. Bende yabancı kalıyorum ona. Çünkü ne yazacağımı bilmiyorum. Sanki kelimelerim kayıp, sanki yabancıyım kağıda, kaleme. Gülüşlerim kırık gibi bu günlerde. Sevinçlerim kursakta kalmış yarım. Kar mı dondurdu acaba hislerimi, yoksa yüreğim mi yaşıyor kışı.
  Kim anlıyor tam olarak diğerini? Ya beni anlayan oldu mu? Kalbimi tam manasıyla gören. Kalbimin acıdığını hissediyorum. Yaralanmış olmalı, sahi kaçıncı yara bu? Saydım mı? Saymam, sanırım sayıların sonsuzluğunca kırıklarım. Yaşım erken daha, sonsuz kırıklar devam edecek yani. Yook kendimi kandırmak gibi bir durumum yok, olmayacakta. Gerçekçi olmalıyız. Hayat, daha doğrusu insanlar canımızı acıtacak kadar gerçek.
  İnanın söz çok yaralayıcıdır. Bir insanın ağzında öldürücü bir silaha dönüşebilir. Ve o insan silahını hiç düşünmeden kullanır. Öldürmez yaralı bırakır. Ama bilmez ki zamanı gelince kendi kelimeleri onun celladı olacak. Azap edecek her gün. Ben hiç bir şey yapmayacağım. Yani yapmama gerek kalmayacak. Hayat kesecek yaptıklarının biletini. Kendi kelimelerinden bir otobüste azaba yolculuk edecekler.
  Ilımlı bir insan oldum hayatımda. İnşallah devamında da böyle olurum. Ağır kelimeler ediyoruz çünkü düşünmüyoruz. Beyni paslı çoğu kişinin. Kendine hizmet eden düşünceleri olanların ki ise bir imalat hatası gibi duruyor. Daha doğrusu zorla bozuyorlar beyinlerini. Bozuk beyin kalbe yanlış olanları iletiyor. Kalp kabul etmeyip geri bildirim gönderiyor. Beyin anlamıyor onu, kalp kırılıyor. Hasarlı bir beyin kırık kalp oluyor insanda. Kalbinin kırıklığı umurunda değil, kalpsiz olarak yola devam ediyor.
  Ah birde sevdiklerimin canını yakmıyorlar mı sözleriyle. Başka acıyor canım. Yaralı bir hayvan acı çeker ya o şekil oluyorum. Acım anlaşılmıyor, ses geliyor ama demek istediklerim, dediklerim dünya üzerindeki dillerden olmuyor. Sonuç, anlayan yok.
  Hayat bir yolculuk. Zor bir yolculuk, mevsimin bir düzeni yok. Aylar kaç gün anlaşılmıyor. Mesela her gün 24 saat olmuyor. Bazı günler asır gibi. Bazı yıllar bir gün gibi geçiyor. Havanın ne zaman kararacağı belli değil. Bazen günler hep gece olarak geçiyor. Geçiyor öyle bir geçiyor ki; şarap yapılmaya hazırlanan üzümler gibi ayaklar altına alıp geçiyor.
  Zaman hoyrat bir at gibi. Ne vakit hırçınlaşır kestiremiyoruz. Vücudum zamanın yaralarıyla dolu. Her tarafından zaman akıyor. Pansuman yapamıyorum. Tutamıyorum akan zamanı. Su gibi akıp geçtiği, katılaşıp dağ gibi geçilmez olduğu da oluyor. Oluyor bunlar, ölüyor kimileri. Ah şu dünyanın düzeni, doğuyor kimileri. Ya yaşayanlar, ölmek için yaşamalı. Halbuki tam tersini yaparak yaşıyoruz, daha da yaşamak için yaşıyoruz.
  Kimin yaşamını yaralayıp yaşadığımız önemli olmuyor. Vampir gibi yaşamları emiyoruz. İnsanız ya, vay be hakikaten bayağı insanız. Üzgünüm ama bayağılaştınız.
  Öyle haberler görüyorum ki. Yahu diyorum kelime yeter mi anlatmaya. Bir şey demeye var mı kelimen Büşra diyorum. Ne derim görsem acılara maruz kalanları. Üzgün olduğumu mu, hatalarının olmadığını mı? Geç geç Büşra "Bekleme Yapma" açıkçası. Sus, susmalısın belki de. Konuşman gereken yer, insan olman gereken yer.
  Ha birde bunları da siyasete bağlayanlar var ya. Yani size varda diyeceklerim; boşuna insanların gözlerini yorup, haklarına girmeyeyim. Siyaset, her şey siyaset. Açıkçası siyaset yapacak olsam siyaset okurdum. Öyle konuşurdum bu kadar bilmişçesine. Konuşmanın kolay olduğu şu dünya da bir şeyler yapar öyle konuşurdum.
  Ah şu kalem var ya niyeti kalem etmek. Neler yazdırdı bana, ne kelamlar etti? Var olsun kalemimiz. İnancım odur ki doğruları yazdırsın. İsteğim odur ki; adalet terazisi vicdan hep canlı olsun. Yazacağım odur ki; kalp beynin öğretmeni olsun. Temennim odur ki; beyinle kalbin alışverişi sağlıklı olsun.
  Gönüldaşlar, şu hayatta sağlıklı olması gereken bir şey varsa gönlümüzdür. Bolca sevgiyi, kocaman gülücüğü, iyi sözü, umudu eksik etmeyin. Acılar olacak kandıramam ne sizi ne kendimi. Yalnızlığınızı da sevin bana sorarsanız. Sormazsanız da kaliteli kalabalıklarınız olsun. Yalnızlığı seviyorum, yalnızın Rabbi olsun, kalabalığın boş gürültüsünden kim korkar.
  Gönlünüzdeki sevgiyle kelam edin, kırmasın kelimeniz. Kelimelerinizden sevgi kaleleri inşa edin, kırmasın kimseyi. Acı gülüşlere, güçlü bir gülücük savurun. Unutmayın  "Gün Gelecek Celladınız Olacak Kelimeleriniz" ona göre kelam edin...
  Sevgiden geldiniz, Sevgiyle var olun...
 
"Aşkı Zikreden Yazar"  

Yorumlar

  1. Büşra yaşadıkça çok şey öğreniyor insan yaşın kaç olursa olsun kişi kendi deneyimlerini bilir karşına daha çok şeyler öğreneceğin günler gelecek şansın bol yolun hep açık ve umudun olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, öyle gerçekten daha yaşayacaklarımız çok. Sevgilerimle...:)))

      Sil
  2. Ah o kalemler, ele alınmasın bir kez :)))
    Şu bir asır gibi geçen 24 saatlerden ben de istiyorum. Benin 24 saatim 18 saatte bitiyor gibi :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle öyle gerçekten bazen yazdıklarıma bakıp bunu ben mi yazdım yazdım diyorum. İnşallah mutlu mutlu 24 saatleriniz olsun. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, Sevgiler...:))))

      Sil
  3. Kaliteli kalabalıklar. Bu tabir hoşuma gitti. Lakin ne zor şeydir bu. Kalite herzaman azlıktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki öyle zor ki çoğu kişi bu yüzden yalnız değil mi zaten. Teşekkürler...:)

      Sil
  4. Bir söz bazen gönül kalelerini yıkar, bazense o kaleleri fetheder.Yıkmakta yapmakta insanın elinde ve dilinde.Bir Bizans mistiği var:Hadiseleri değiştiremiyorsanız ona bakış açınızı değiştirin. Güzeli görmek isteyen güzel görür.Güzel söz söylemek isteyen dile gelir.Gönlümüzü güzel tutalım ki dilimize yansısın.Sevgiyi konuşalım, sevgiyle kalalım.Kaleminize,yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, yazıyı tamamlar nitelikte olmuş yorumunuz. Güzel bir şey bakış açını değiştir. Mantıklı...
      Sevgiler :))

      Sil
  5. Ya biz mi acaba fazlasıyla kibar olmaya calisiyoruz.Bende kırmayım aman yazık günah insanız hepimiz derim ama baktım yok kafa aynı kırarım valla bende onların celladı olurum 😃 söylediğin cümleyede bayıldım bu arada

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, bazen ben de diyorum söyle gitsin. Sonra aklıma Mevlana'nın kırılda kıran olma sözü geliyor. Teselli buluyorum. Ben genelde pek bir şey demem ama zaman veriyor nasılsa cevaplarını. Aslında o kadar naif bir insansınız ki kimseyi kırmadığınıza eminim. Tabi benim kast ettiklerimde hiçbir şey yokken, tabiri caizse spor olsun diye insanları kıranlar. Yorumunuz için çok teşekkür ederim, Sevgilerimle...:))

      Sil
  6. Yüreğin ve kalbin duyarsız kalamayacağı bir paylaşım olmuş. Gerçekten sözlerin acıttığı hiç bir yara yoktur. Kalbiniz ve sevginiz kaleminizle daim olsun. Sağlıklı bir kalp ile herkesin yaşaması dileğimle. Bazen yalnızlığın değerine de bilmek gerekiyor. Yüreği sevgiden geçen herkese selam olsun...
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Yaşadıklarımızın değerini bilmek lazım bizden iyi olanlara değil kötü olanlara bakmalıyız ki şükretmeyi bilelim. Yaşamımızı da sevelim. Her birimizin kalemi daim olsun inşallah...

      Sil
  7. Çok güzeldi. Manalar adeta sıralanmış akıyordu. Siz gençleri ( herkesi değil tabii) böylesine yoğun düşündüren, zorla seyrettirilen durumların dışında, bir de insanların birbirlerine olan sözlü ve yazılı saldırıları. Hiçbir şey karşılıksız kalmaz Büşra kızım.
    Çok akıcı yazıyorsun. Sen hep yaz canım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Abla inan yorumlarını arıyor gözlerim hep. Umut dolu oluyor yorumların. Evet karşılıksız kalmıyor, kader herkesle en muazzam şekilde ilgileniyor. İnşallah sende hep yazarsın. Tabi bende yazarsam yorum yapmaya da hep devam edersin. Sevgilerimle...:))) Kalbi güzel insan :))

      Sil
  8. insan bunları ne zaman yazıyor farkındayım, çok kırılınca yorulunca ve savaşmaktan vazgeçince.Hepimiz bekliyoruz herkes yaşattğını yaşasın diye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yoruldum, yorulduk. Hatta bu yüzden "Yeşil Yol" filmini çok seviyorum. John Coffey gibi "Yoruldum patron, uyumak istiyorum." diyorum :)) Bir süre sonra savaşı kadere bırakıyorum. O beni haklı çıkarırsa ne güzel, yok çıkartmazsa ders alırım, heybeme bir tecrübe daha eklemiş olurum. Bu anlamlı yorum için çok teşekkür ederim, Sevgilerimle :)))

      Sil
  9. Sözle yazıyla değil, gönülden konuşulan günlerde daha mı çok şey anlatırdı acaba ruhlar birbirlerine bilmem ki... Söz ve yazı ayrılıktır. Aklın ayrılığı, bölünmesi. Söylediklerini söylersin ama ya söyleyemediklerin? Onlar hiç mi sana ait değildir? İşte böyle bişeydir konuşmak ve yazmak. Onun için çoğu zaman susarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlamlı yorumunuz için teşekkür ederim. Belki de yazı bile ayrılık olduğu için hüzünlüdür. Yorumunuz için bir yazı yazılabilir. Yazılmayanlar, bazı şeyleri yazmaya dünya kelimeleri yeterli olmuyor ki zaten. Sevgilerimle...:)))

      Sil
  10. Yalnızlığı seçip, evde yalnız olmak da çözüm değil. Eskiden yani sosyal medya denen şey yok iken çoğu şeyden haberimiz olmuyordu. Şimdi son dakika haberleri ile haber bombardımana tutuluyoruz. Özel hayatımız gül bahçesi olsa (ki bu da mümkün değil)dış dünyanın dikenleri yetiyor canımızı acıtmaya. Yaşımın gereği gördüğüm yanlışlıkları dile getirmek, farkındalık yaratmak için girdiğim internette yazı yazmak serüvenim de başlamış oldu. Dediğiniz gibi bazen kalem de susuyor. Yazdıklarımın asla anlaşılamayacağı düşüncesi beni umutsuzluğa sevkediyor. Öyle olunca da hem kafamı dağıtmak, hem de kalemimi dinlendirmek için yemek tarifleri paylaşıyorum. Doğru olmak, dik durmak, düşüncelerinden ödün vermemek isteyen herkes sizin durumunuzda. İyi günler biraz uzakta görünse de beklemeye değer. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle gerçekten yalnızlık çözüm değil ama kalitesiz kalabalıklar hiç değil. Evet kalemin sessizliği çok ketum oluyor. Bazen susunca hiç konuşmayacak zannediyorum. Ah anlayamıyoruz tam olarak ki yazılanları. Dediğiniz gibi belki de hiç anlaşılmayacak yazdıklarımız. Olsun yazmaya değer. Ben zaten yazılanları yazan gibi anlayabildiğimi hiç düşünmem. Her birimizin zihni farklı çünkü. Yazın lütfen :)) En kısa sürede bloğunuza uğrayacağım. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle...:))))

      Sil
  11. bi süre yoktun süfer bir yazıyla dönmüşsüün süfer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Deep beğenmene sevindim :)) Ama bundan önce iki mim ve bir yazı paylaştım zaten :)) Sevgiler...:))

      Sil
  12. Aşkı zikretme adına dökülmüş satırlar... Gönüllere işleniyor adeta yazdıklarınız. Henüz yeni takibe aldım sizi. Okuduğum ilk -ancak son olmayacak- yazınızı hayli beğendim. Kaleminize yüreğinize sağlık :)
    Bana da beklerim :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler mutlu oldum yorumunuzla :))) Sevgilerimleee :))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti